Bazı fotoğraflara hemen bakıp geçemiyor insan. Her fotoğraf bir anı donduruyor ama öyle anlar var ki…
Save the Children savaş çocuklarının bazı fotoğraflarını derleyip bir yardım gecesine ulaştıracaktı. Fotoğraflar beni çok etkiledi. Her bakışta, her duruşta bir hikaye var ki; belli ki hiç yüzeysel değil. Belli ki yaşanmışlık öylesine derin. Save the Children bu çocukların hayata tutunması, daha sağlıklı şartlarda yaşayabilmesi için canla başla çalışıyor. Fotoğrafların altına aynı zamanda Save the Chidren faaliyetleri ile ilgli notlar düştük.Save the Children bu yaralı çocukların yaralarını sarmaya çalışıyor, onların eşit şartlara erişmesini sağlamak için uğraşıyor. Uluslararası insani yardım derneği olan Save the Children dünyanın dört bir yanındaki bireysel bağışçılarının destekleri sayesinde onlara el uzatabiliyor.
İşte o fotoğraflar ve hikayeleri…

IŞID’dan kaçan Suriyelilere kapısını açan ilk ülke Türkiye oldu. O günlerde 220,000’in üzerinde mülteci günlerce Türkiye sınırını aşındırdı. Şanlıurfa Suruç’ta çekilen bu fotoğrafta sınırdan yeni geçen bir çocuğun hüznü yansıyor objektiflere.

Savaş nedeniyle 2014’te Kobani’den (Ayn el Arab) ayrılmak zorunda kalıp Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine yerleşen ve geçici korunma altına alınan insanların yarısından fazlasını 18 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor.

Savaş mağduru çocukların travmadan uzaklaşabilmesi için psikososyal desteğe mutlaka ihtiyacı var. Fotoğrafta göreceğiniz savaş çocuklarının kaygılı gözleri, bu desteğe ihtiyaç duyduklarının en belirgin göstergesi.

Save the Children ailelerin çocuklarını okula göndermelerindeki finansal yükü hafifletmek üzere kaymakamlıklarla işbirliği yaparak onları eğitime kazandırmaya çabalıyor. Fotoğrafta Geçici Eğitim Merkezi*’nde matematik eğitimi alan bir öğrenciyi görüyoruz. Küçük ellerin parmaklarıyla sayıları hesap ediyor.
*Geçici Eğitim Merkezleri; geçici koruma altındaki sığınmacıların eğitim aldıkları okullar.

Hatay’da geçici koruma altındaki çocukların çocuk olduklarını hatırlamaları için sirk performans sanatçılarını Antakya’da misafir ettik. Sirk gösterisi sadece çocukların eğlenmesi için değil aynı zamanda bir jonglör gibi, cambaz gibi dengede durabilmeyi düşünebilmeleri içindi.

Savaştan etkilenen bütün mağdur çocuklar; erken evlilik, çocuk işçiliği ve insan kaçakçılığı gibi savaşın acı gerçekleri ile mücadele ediyor. Sirkin büyüsüne kendini kaptırıp bu acı gerçeklerden bir anlık bile olsa uzaklaşabilmiş çocukların çocuk sevincini görüyoruz.
Save the Children, çocuklarla birlikte yaptığı aktivitelerin onların psikolojik gelişimleri için faydalı olmasını amaçlıyor. Bu fotoğrafta takım aktivitesi, işbirliği geliştirme yetkinliklerinin geliştirilmesi amaçlanıyor.
Yoksulluk, çocukların eğitime erişimini engelleyen önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor.

Kalem, defter gibi temel okul araç gereçleri ve ulaşım masrafları geçici koruma altındaki Suriyeli aileler için karşılayabileceğinden maaliyetli olabiliyor. Bu sebeple Save the Children, Hatay’da yaşayan 1000’den fazla çocuğa ücretsiz ulaşım desteği sağladı. Bu destekle birlikte eğitime erişimi olmayan 432 çocuk daha okula geri dönebildi. İşte o çocukların okula gidebilme sevinci…

2,7 milyonun üzerinde insana sınırlarını açan Türkiye, Dünya’da en çok Suriyeli nufüsa ev sahipliği yapan ülke konumda. Bu nüfusun yarısından fazlası 18 yaşın altında olmakla birlikte %85’inden fazlası kamplarda değil, illerde ve ilçelerde yaşıyor. Son rakamlar, okul çağındaki yarım milyon Suriyeli çocuğun eğitime erişemediğini gösteriyor. Birçok çocuk okullarında, sınıflarında olmak yerine yıllardır okula ayak basamamış, evlilik ve çocuk işçiliği gibi acı gerçeklerle baş etmek durumda kalıyor. Fotoğraf Hassa’da çekilmiş, tarım işçiliği için seçilmeyi bekleyen çocukların mutsuz bekleyişini görüyoruz

Savaştan kaçan Suriyeliler sadece Türkiye’ye değil Lübnan, Ürdün, Yemen gibi ülkelere de sığındılar. Save the Children, geçtiğimiz yıl 220,000 savaş mağduru çocuğa psikolojik destek, temel ihtiyaç kiti desteği ve eğitim desteği vermiş. 1953’ten beri varlıklarını sürdürdükleri Lübnan’da yaşadıkları tüm trajedileri bir an için unutup top oynayan çocukların mutluluğunu görüyoruz.

Krizler ortaya çıktığında bu durumdan ilk önce ve en derinden çocuklar etkilenir. Aralık 2012’den beri Suriye’deki çalışmaları ile 750 bini aşkın çocuğa gıda, temiz su, barınak, sağlık ve eğitim hizmeti ulaştırıldı. Hatay, Türkiye’de Suriyeli sığınmacıların en fazla olduğu üçüncü il olarak 375,000’in üzerinde nufüs barındırıyor. Bu çocukların geleceğe sağlıklı erişebilmeleri için destekçileri sayesinde ellerinden tutmaya devam edeceklerini belirtiyorlar.
Bu etkinlikte birlikte keyifli vakit geçiren çocuklarla ilgili bir gözlem; birbirlerinin hangi milliyetten olduklarıyla hiç ilgilenmediler.

Ürdün’de bir mülteci kampında çekilen bu kare, savaş mağduru çocukların şartlar ne olursa olsun hala gülebileceğinin bir kanıtı… 83,000 Suriyeli mülteciden sadece iki çocuğun görüntülendiği bu karede umut var, sevgi var. Birbirine sarılan bu çocukların umudunu kaybetmemesi için Save the Children 1919’dan beri tüm dünyada 1985’ten beri ise Ürdün’de faaliyetlerini sürdürüyor.

Save the Children “Kayıp Nesil Olmasın” (No Lost Generation) adlı bir eğitim projesi başlattı. Proje kapsamında 14.250’nin üzerinde çocuğa destek verildi. Meryem ve Maria savaş mağduru olan bu çocuklardan iki yakın arkadaş. Okul öncesi eğitim ile geleceklerinin daha sağlam temeller üzerine inşaa edilmesi amaçlanıyor.